Tıpkı bir cenaze ortamını andıran bu sessizlik Avril'in canını çok sıkıyordu.Boş salıncaklardan birine oturdu ve tembel tembel sallanmaya başladı.Yazın o güzel neşesinden eser yoktu artık.O güzel güneş artık dünyaya küsmüştü ve hiç yüzünü göstermiyordu.Derken bir anne ile kızının oradan geçtiğini gördü.Kızın 'Anne hava o kadar soğuk değil giymek istemiyorum.' ve annesininde 'Ama giymezsen üşütürsün tatlım ve bunu istemeyiz değilmi tatlım.' dediğini duydu.Bir an iç organları burkuluyormuş gibi olmuştu.Çünkü Avril henüz on yaşında kaybettiği annesinin acısını yeniden yaşamaya başlamıştı.Ama o anda salıncağından kalktı.Uzun zamandır ziyaret etmediği annesinin mezarını ziyaret etmesi gerektiğini anladı.Tıpkı hızla kayan kara bulutlar gibi, o sisli havanın önünü kestiği yollarda gözden kayboldu.